Bu tarihi evlerin arasında, dar, taş sokaklarında yürürken masal aleminde gibi hissettim kendimi.
Resimlerin birçoğunu paylaşabilmek için orjinalinden uzaklaştı ama neyse.Üstte Cinci Han'dan görüntüler
yer alıyor.Tarihi Han'da fasıl eşliğinde akşam yemeği çok keyifliydi.Han,2 katlı,63 odalı
olup,otel.restaurant,cafe,bar olarak hizmete açık.
Safranbolu evlerinin yaşam alanları.
Soldaki resim ise "ne dolaplar dönüyor"deyimine neden olan dönen dolap.Zamanın aile yapısında gelen
misafirler haremlik selamlık usulünde ağırlanırlarmış. Böyle olunca da ikramlarını iki oda arasında yer alan,
iki oda da kullanıma uygun dönen dolaplar ile yapılırmış.Rivayete göre dönen dolapla sadece ikramlar
değil,mektuplaşmalar,haberleşmeler de yapılırmış.Deyimin anlamı da buradan geliyor sanırım.
Mutfak ve hamur odası.
Kahveciler Konağı.Orjinaline bağlı kalarak restore edilmiş,baya emek verilmiş harika bir yer.Bir geceburada kaldık,odaları çok rahat (gece yarısına kadar dolaşmaktan mı bilmiyorum yatakları kuş tüyü gibi
geldi) güleryüzlü konak sahipleri ve bu büyüleyici mekanda kahvaltı etmek çok güzeldi.
İşte bu şahane odada kaldık.Camlar çok değişik dalgalı,buzlu bir görünümü var.Bu görünümün özelliği
içerden bakıldığında görüntü gayet net; ancak dışardan bakıldığında evin içi görünmüyor!!! Şaşırtıcı
değil mi? Evlerin hepsi böyleymiş,o zamanlar teknoloji yokmuş ama çözümler varmış :)
Tavan süslemelerine dikkat çekmek isterim.Gerçi resimdeki, restorasyon sırasında yenilenmiş ama ;
zamanında bu süslemeler ev halkının maddi durumuna göre farklılık gösterirmiş.Ne olursa olsun usta işçilikle
yapılmış süslemeler hepsi.
Gerçekten bir masalın içinde gibiydim,çok çok güzeldi.Bu beni kesmedi bir kez daha gitmek isterim.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder